3 Yaş Sendromu Nedir?

3 yaş sendromu bebeklikten çocukluğa geçiş dönemi olarak belirtilmektedir. Bu, doğal ve olağan bir evredir. Çocuğun yaşamış olduğu bu sendrom korkutucu gibi görünse de ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişkinin daha güçlü olmasına katkı sağlamaktadır. Çocuk bu süreçte kendini bulmaya çalışır. 3 yaş sendromu, “Kendini Bulma Dönemi” olarak da adlandırılmaktadır. Çocuk bu dönemde birey olduğunu farkına varmaktadır. Kendi kararlarının uygulanmasında yüksek bir direnç göstermektedir. Sosyalleşme isteği ortaya çıkar; bağımsızlığını bu dönemde ilan eder. 3 yaş sendromunun; ‘’Bunu yemem’’, ‘’Canım istemiyor’’, ‘’Kendim yapabilirim’’ gibi cümleleri vardır. Bu dönem çocuk için kritiktir. İsyankar cümleler sarf etmesinin ve davranışlarındaki değişikliklerin olması da gayet normaldir.

3 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?

3 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Bu dönemde çocuk büyüdüğünü fark eder. Bir birey olduğunu ve bunu herkesin kabul etmesini ister. Bu dönemin bazı belirtileri vardır:

  • Bir şeyleri kendi başına yapmaya çalışmaları. Kıyafetini kendisi giymeye çalışabilir.
  • Yemek seçmeye başlamaları. Sevdiği yemeği artık sevmediğini söyler ve onu yemeyi reddeder.
  • Bağımsız olduğunu kanıtlamak için her şeyi yaparlar.
  • Arkadaşları ile kavga edebilirler.
  • Kendi başına giyinmeye çalışabilirler.
  • 3 yaş çocuğu çok fazla soru sorar. Sürekli sorgular. “Neden?” soruları çok yaygındır. Anne baba olarak bu sorulara kısa ve anlaşılır şekilde cevap vermek son derece önemlidir.
  • İstediğini yapamadığında ya da birisinin bir engeli ile karşılaştığında kızgınlık yaşayabilirler. Duygularını yönetemedikleri için de öfke nöbeti geçirmeleri olağandır. Bu yaşta yaygın bir durumdur.
  • Oyuncakları paylaşma konusunda sorun yaşayabilirler. Bunun sonucunda da vurma ve itme davranışları görülebilir.
  • Uyku sorunları olabilir. Uyumama konusunda diretebilirler ya da geceleri uykusundan uyanabilirler.
  • İnatlaşma olabilir. Kendisini çevresine ispatlamaya çalışıyor.
  • Aniden bağırma, kendini yere atma ve uzun süre ağlama da sık sık görülmektedir.

3 yaş sendromu, ben olma dönemidir. Çocuğun bu belirtileri aslında bağımsızlığı gösterme isteğinden dolayı kaynaklanmaktadır.

Çocuğun Öfke Nöbetlerine ve Öfkeye Karşı Duyarlı Olmasının Nedenleri Nelerdir?

  • Genetik faktörler.
  • Ebeveynin çocuğa karşı olan davranışları.
  • Çevre ile olan etkileşim.
  • Bebeklik dönemindeki stres.
3 Yaş Sendromunda Geçirilen Öfke Nöbetleri İçin Ne Yapılmalıdır?

3 Yaş Sendromunda Geçirilen Öfke Nöbetleri İçin Ne Yapılmalıdır?

Çocuğun öfke nöbeti geçirmesine neden olan davranışı bulmak, hangi zamanlarda geçirdiğini, neden sergilediğini belirlemek önemlidir. Bu sorulara yanıt bulunması, sergilediği davranışa neden olan durumların önlenmesine fayda sağlayacaktır.

Anne ve baba, çocuğa karşı davranışlarında tutarlı olmalıdır. Fikir birliğinde olmaları gerekmektedir. Çocuk istediği bir şeyin yapılması konusunda ısrarcı davranıp öfke davranışı sergilediğinde ve yatışması için istediği şeyi yapıldığında, bu davranışı pekiştirir. Bundan sonraki zamanlarda da istediği şey yapılmadığında öfke davranışı ile istediğini yaptırma davranışı sergileme ihtimali yüksek olacaktır.

Öfke nöbeti geçiren çocuğun karşısında, anne ve baba sabırlı olmalıdırlar. Çocuğa karşı sakin bir ses tonu ile konuşmalıdır.

Çocuğun olumlu hareketleri abartıya kaçmadan desteklenmelidir. 
Anne baba gün içinde yaşamış olduğu stresi çocuğa yansıtmamalıdır. 

Çocuğun karar vereceği şekilde alternatifler sunulmalıdır. ‘’Hamur mu oynamak istersin?’’ yoksa ‘’Boyama mı yapmak istersin?’’ şeklinde alternatif sunulabilir. Çocuk bu iki seçenekten birisini kendisinin seçtiğini ve karar verdiğini görecektir.

Yapılacaklar için günlük bir rutin oluşturulmalı ve bu rutin çocuk ile paylaşılmalıdır. Rutin dışında gerçekleşen bir durum olduğunda çocuğa karşı olumlu ifade ile anlatılmalıdır.

3 Yaş Sendromuyla Nasıl Başa Çıkılır?

3 Yaş Sendromuyla Nasıl Başa Çıkılır?

Yaşanılan kriz durumunu çok iyi yönetmek gerekmektedir. Anne, baba kriz zamanında sabırlı olmalı ve çocuğun sakinleşmesini beklemelidir. Bu dönemde ortayı bulmak çok önemlidir.
Çocuğun boy seviyesine inerek göz teması kurarak sakin bir ses tonu ile iletişim kurulmalıdır. 
Çocuğa karşı tutarlı davranışlar sergilenmelidir.
Çocuğun düşünmesine ve soru sormasına izin verilmelidir. Çocukların sorduğu soruları geçiştirmeden cevap verilmesi bu dönemde önemlidir.
Çocuğun bu dönemde ihtiyacı olan ilgi ve sevgidir. 
Çocuğa karşı sevginizi gösterin, ilginizi gösterin, sarılın ve sık sık onu sevdiğinizi söyleyin.
Çocuğu bu dönemde yalnız bırakmamak önemlidir. Ağlaması ve öfkesi bitene kadar yanında kalmalı ve sakinleşmesini beklemelisiniz.
Ağladığı ve öfkelendiği zaman çocuğu yargılamamak; onu yalnızlaştırmamak önemlidir. 
Ağlama ve öfke nöbetine giren çocuğun dikkatini başka yöne çevirmekte fayda var.
Çocukla inatlaşmak doğru bir davranış değildir.
Çocuğun sizinle paylaştığı şeyleri dinlemelisiniz ve ona söz hakkı tanımalısınız. Bu durumda çocuk önemsendiğini hissedecektir.
Çocukların duygularını anlamak ve onların duygularını ifade etmesine yardımcı olmak önemlidir. 
3 yaş sendromunda çocuk ile iletişim kurabilmek son derece önemlidir. Çocuğunuz şiddete başvuruyorsa, öfke nöbetleri çok uzunsa, sık sık tekrarlanıyorsa, kendisine ve çevresindekilere zarar veriyorsa; çok sert ve ciddi tepkiler gösterdiği veya iletişime kapalı bir karakter sergilediği durumlarda uzman klinik psikolog ya da pedagog tarafından profesyonel bir destek almanızda fayda vardır.

Bu Süreçte Ne Yapılmamalı?

  • Çocuk ile inatlaşılmamalıdır.
  • Çocuk ile tartışılmamalıdır.
  • Çocuk üzerinde bir baskı kurulmamalıdır.
  • Çocuğa karşı istekler sert bir şekilde ifade edilmemelidir.
  • Öfke nöbeti geçiren çocuğa karşı emir kipleri kullanılmamalıdır. Çocuğun yaşamış olduğu duygularını kabul edip, çocuk yalnız bırakılmamalıdır.
  • Baskı ve tehdit yoluna başvurulmamalıdır. Çocuğa karşı yapılan baskı ve tehdit sonucunda ebeveynin dediklerini yapmış olsa bile çocuk psikolojisi üzerinde yaralar oluşturabilir.
  • Bu dönemde çocuğun her istediğine evet denilmemelidir. Yeri geldiğinde hayır demek gerekmektedir.
  • Çocuğun meydan okumalarını kişisel olarak algılanmamalıdır.

Başak Duman
Klinik Psikolog