Son yıllarda sosyal medyanın hayatımızda önemli bir yer edinmesiyle birlikte dış görünüşle ilgili problemler özellikle genç yaş grupları arasında oldukça fazla gözlemlenmektedir. Peki sosyal medyanın bu konuyla ilgisi nedir? Şöyle ki her dönem bazı bedensel görünümler moda olmaktadır. Tabiri caiz ise bütün dünya bu akımlara uyum sağlamak için bir yarış içine girmektedir. Günümüzde ise sosyal medya bu akımların yayılmasına öncülük etmektedir. Bireyler de bu akımlara kendi sağlıkları pahasına uyum sağlamaktadır. Bu durumun sonucunda bireylerde psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar oluşabilmektedir.

70’li yıllarda Hollywood Dünyasında başlayıp 2000’li yılların başında iyice popüler olan sıfır beden akımı; anoreksiya, bulimia ve depresyon gibi çok ciddi rahatsızlıkların arışını etkilemiştir. Medya özelinde incelendiğinde ise; dergi, televizyon, gazete, film, reklam ve müzik videolarının bireylerin beden imajına dair algılarını etkilemenin yanında, ideal bedenin nasıl olduğuna dair özellikleri de yaydığı düşünülmektedir. Yani bireyler televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyada sıfır beden manken ve oyuncuları gördükçe normalin bu olduğunu düşünmeye başlamışlardır. Televizyonun beden imajı üzerindeki etkisini araştıran çalışmalarda, televizyonda sunulan imajların bireylerin beden imajlarını sorgulamalarına neden olduğu bulgulanmıştır. Dolayısıyla Hollywood’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan bu akımlar bireylerin beden algısında oldukça ciddi bozulmalara sebep olmuştur.

Günümüzde ise 2000’li yılların başındaki sıfır beden modası yerini kum saati gibi bir beden modasına bırakmıştır. Eskiden bireyler zayıf olmaya çalışırken şimdi daha kıvrımlı görünmek için kalça büyütme veya meme büyütme ameliyatı olmaktadır. Bu ameliyatların popüler olmasıyla birlikte merdiven altında uygun koşullar olmaksızın uygulanmaya başlanmıştır. Bireyler, sağlıklarını bozma pahasına uygun fiyatlı merdiven altı yerlerde ameliyat olmaktadırlar. Öte yandan imkanı olan kişiler de çok sık aralıklarla bu bedensel değişimlere gitmektedirler. Bedenle ilgili bu yoğun uğraşı beraberinde hem fizyolojik hem de psikolojik rahatsızlıkları getirebilmektedir. Aslında etik olan; hasta talep etse de bu ameliyatları bu kadar sık gerçekleştirmemektir. Hatta bazı büyük değişimlerin olacağı ameliyatların öncesinde hastanın psikolojik olarak terapi sürecine girmesi talep edilir. Ancak bu etik kuralları önemseyen kesim çok azdır. Dolayısıyla bireylerin bedenleriyle ilgili ciddi değişimleri bu kadar kolay yapabiliyor olması medya tarafında sürekli pompalanan bu yeni beden akımları beraberinde ciddi psikolojik rahatsızlıkları getirmektedir.

Güzellik göreceli bir kavramdır ve tekdüze bir güzellik algısı oluşması ne kadar doğrudur tartışılır. Ayrıca güzel ve çekici olmak kavramı kültürel olarak da farklılık gösterebilmektedir.

Örneğin; Avrupa’da ayrık dişli kadınlar çekici olarak nitelendirilirken Amerika’daki kadınlar ayrık dişi düzeltmek için diş tedavisi görmektedir. Amerikan erkekleri kirli sakal, iri yarı, kaslı olduğu zaman çekici kabul edilirken Kore erkeklerinde bu özellikler çok aranmamaktadır. Tam tersi şekilde maskulen olmayan temiz bir cilt ve modaya uygun giyim daha çok beğenilmektedir. Dolayısıyla güzellik tekdüze bir kavram değildir. Ülkeden ülkeye dahi farklılık göstermektedir.

Kişileri boyu, rengi, kilosu, giyimi gibi dış görünüş özellikleri bakımından eleştirme kavramı literatürde ‘’body shaming’’ olarak isimlendirilmektedir. Türkçede tam karşılığı olmamakla birlikte ‘’beden aşağılama’’ gibi çevirilebilir. Özellikle sosyal medya üzerinden ünlü kişilerin sıkça uğradığı bir durumdur. Bu duruma uzun süre maruz kalan kişilerde psikolojik çöküntüler meydana gelebilmektedir. Beden ile ilgili bu dayatmalar, body shaming gibi durumlar sonucunda kişilerde depresyon, anksiyete, yeme bozukluğu gibi psikolojik sorunlar olduğu literatürde yapılan çalışmalarca bulgulanmıştır. Öte yandan kişi hiç body shaming ya da beden imajı dayatmasına maruz kalmadığı halde bedeni ile ilgili yineleyici olumsuz değerlendirmeler geliştirebilir.

Peki bedensel görünüm ile alakalı olumsuz değerlendirmeleri nasıl aşılabiliriz?

Değerleri keşfetmek

Neye değer verdiğimizi düşünerek başlayabiliriz mesela. Bu hayatta neleri başarmayı umuyoruz? Hoşlandığımız insanları sadece dış görünüşüne bakarak seçmiyoruz değil mi? O kişilerin güzelliklerini çeşitli şekillerde değerlendirmekteyiz. Peki aynı şey bizim için de geçerli değil midir? Karşıdaki kişiler sadece fiziksel özelliklerimize bakarak mı ilişki kurarlar bizimle? Değerleri keşfetmek kendimizi ve diğer insanları olduğu gibi dış görünüşleriyle kucaklamak anlamına gelmektedir. 

Bedenine minnet duymak

Aynaya baktığınız zaman bedeninizin güzel kısımlarına odaklansanız nasıl olur mesela? Araştırmalar kişilerin kendi bedenlerine takdirde bulunmasının beden algısını pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

İçimizdeki eleştirel sese cevap vererek başlayabiliriz. ‘’Keşke daha zayıf olsaydım.‘’ yerine ‘’ daha güçlü tarafımıza yönelebiliriz ‘’Saçlarım çok parlak ve sağlıklı.‘’ demek gibi. Bunu yapmak başta kolay olmayabilir ama zamanla yaptıkça o eleştirel sesin kısıldığını göreceksiniz. 

İşlevselliğe odaklanmak; 

Kişilerin en büyük problemi bedenin neler yapabildiğinden çok nasıl göründüğüne odaklanmak. Aslında beden görüntüsünün arka planında nefes alma, dans etme, uyuma, yürüme, şarkı söyleme gibi pek çok işlevi yerine getirmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre kadınlara vücutlarının işlevi ve bu işlevlerin kendilerine katkıları yazdırılmış ve araştırma sonucunda kadınların beden algısı ölçümlerinde iyileşmeler bulgulanmıştır.

Egzersiz ve düzenli beslenme

Kişinin benimsediği beslenme ve egzersiz alışkanlıkları da beden algısını etkileyebilir. Örneğin spor yapmayı bir zorunluluk bir ceza gibi görüyor iseniz bundan keyif almak çok da mümkün değildir. Ancak spor yapmayı sağlıklı olmak, daha iyi hissetmek amacıyla yapıyor ve görüyorsanız keyif alma olasılığınız da artmaktadır. Aynı şey beslenme için de geçerlidir. Zorlama bir diyet listesi yerine daha keyifle tüketeceğiniz size hitap eden bir beslenme programı oluşturabilirsiniz. 

Sonuç olarak kişilerin beden algısının bozulması, önemi azımsanacak bir durum değildir. Önüne geçilmemesi durumunda ciddi psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Neyse ki son yıllarda beden üzerinden yapılan bu dayatmalar oldukça tepki çektiği için pek çok marka bu standartları değiştirip artık sıfır beden olmayan daha normal beden ölçülerinde mankenlerle çalışma kararı almıştır. Bazı sanatçılar makyajsız sahneye çıkarak bireyler üzerindeki bu kusursuz görünüm baskısını eleştirmişlerdir. Ünlü markalar defilelerinde büyük beden mankenler çıkarmaya başlamışlardır. Reklam panolarında ve dergi kapaklarında büyük beden mankenlerin fotoğrafları yer almaya başlamıştır. Dünyada bu tarz hareketlerin olması sevindircidir.

Klinik Psikolog Fatma Ersoy

Kaynakça

Elif Eşiyok Sönmez, Özlen Özgen, Medya Kullanımı ve Beden İmajı: Türkiye ve İngiltere Örneği

https://fikirturu.com/insan/dis-gorunusumuzle-nasil-barisabiliriz/