Geçtiğimiz bir ay içerisinde yaşanılan depremlerin ardından travma sonrası stres bozukluğu hakkında birçok bilgi duymuş olabilirsiniz. Bununla birlikte travmatik bir olaydan sonra ortaya çıkabilen yoğun duygular, zorlayıcı düşünceler ve birtakım davranış değişiklikleri hakkında uzmanlar olarak çokça yazıp çizdik. Bakınız: Depremin Psikolojik Etkileri ve Baş Etme Yolları Nelerdir?

Ancak birçoğumuz; travma sonrası büyüme deneyimi hakkında travma sonrası stres bozukluğu kadar bilgi sahibi değiliz. Travma; doğası itibariyle birlikte yaşaması zor tepkilere neden olabilirken bazı durumlarda yaşamın içinde olumlu bazı değişikliklere de neden olabilmektedir.

Birçok insan yaşanılan travma sonrasında ikinci bir hayatımız olup olmayacağını düşünüyor. Hiç şüpheniz olmasın ki travma dünyamızı sarsıyor ve bizi değer verdiğimiz hedeflerimize ve hayallerimize bir kez daha bakmaya zorluyor. Bu noktada psikoloji bilimi, ikinci bir hayatın mümkün olduğunu, aynı zamanda travma sonrası büyüme için muazzam bir kapasitemiz olduğunu da öne sürüyor. Travmanın yeni başlangıçlara yol açabileceği bilgisi; oldukça zorlayıcı yaşam olaylarını deneyimlerken umut eden parçamızın haklı olduğunu destekliyor.

Travma sonrası büyüme terimi 90’lı yıllardan beri üzerinde durulan ve esasında oldukça genç bir terimdir. Tanımı itibariyle oldukça zorlu yaşam olaylarıyla mücadelenin sonucu olarak gerçekleşen olumlu değişimi ifade eder. Travmanın sonrasında gözlemlenen büyüme birçok farklı alanda kendini göstermektedir. Bu değişim yaşamdaki beş farklı alanda gözlemlenebilmektedir.

  1. Kişilerarası ilişkilerde olumlu değişimler: Travmatik deneyimden sonra yakın ilişkilere daha çok değer verilebilir. Kötü gün dostları ile daha da yakınlaşılabilir. İlişkilerde daha yakın davranma, daha fazla kendini açma, duygularını paylaşma, empatik davranışlarda artma görülebilir.
  2. Kendine dair algıda değişiklikler: Travmatik yaşantı ile birlikte “Bunun üstesinden geldiysem, her şeyin üstesinden gelirim.” düşüncesi gelişebilir. Bir yandan kırılganlığın farkında olmakla birlikte daha güçlü bir kendilik algısı, travmatik yaşantıyla başa çıkabilme sonrasında kendine güvende artış ve güçlülük, yeni rollerin benimsenmesi gerçekleşebilir.
  3. Yaşamın değerini anlama:  Yaşamın daha çok takdir edilmesi ve önceliklerin değişmesiyle birlikte önceden fark edilmeyen, hayatın parçası olan küçük ve gündelik şeylerden daha fazla keyif alınabilir. Böylece günlük hayatın rutinleri dışına çıkılabilir, öncelikleri değerlendirerek yaşam daha anlamlı ve doyumlu hale getirilebilir. 
  4. Yeni seçeneklerin fark edilmesi: Eski amaçlarından artık ulaşılamaz olanlardan vazgeçilmesi, yeni ve ihtiyaç duyulan şeylere ulaşılmaya çalışılması bu yeni yaşamın gündemi olabilir.
  5. İnanç sistemindeki gelişim: Varoluşsal deneyimin ve maneviyatın derinleşmesi, dini inanışların yeniden formüle edilmesi de gerçekleşebilecek olumlu değişim alanlarından biridir.
  • Travma hakkında konuşmak yardımcı olacaktır. Herkesle konuşmanıza gerek yok ancak destekleyici bir arkadaş, aile üyesi ve/veya terapist bulmak işleri yoluna koymaya ve travmanın gücünü biraz azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Neler yaşadığınızı ve gerçekten ne hissettiğinizi düşünün. Kederinizin gerçekliğini şefkatle kabul edin ancak umuda da yer bırakın.
  • Travma vücudun dengesini bozar, sempatik sinir sistemini harekete geçirir ve bizi uzun süreli savaş ya da kaç durumunda bırakır. Travma sonrasında eylemsizlik hali doğaldır ancak uzadığında yıkıcıdır.  Egzersiz yapmaya çalışmak faydalı olabilir. Hareket, sinir sisteminizi onarmaya ve endorfin salgılamaya yardımcı olur. Kısa yürüyüşler bile canlandırıcı ve faydalıdır.
  • Sosyal ilişkilerden geri çekilmek istemek doğaldır, ancak kendinizi tamamen izole etmek işleri daha da zorlaştıracaktır. Başkalarıyla bağlantı kurmak gücünüzü artıracaktır. Travma hakkında konuşmasanız bile başkalarıyla ilişki kurmak dikkat dağıtma, birliktelik ve normallik duygusu sağlar.
  • Rutini yeniden kurun ya da yeniden bir rutin kurun. Günlük tutma, yemek pişirme, karalama yapma veya herhangi bir kendini ifade etme biçimi gibi yaratıcı bir bakış açısı bulun. Yaratıcılık; olumlu bir dikkat dağıtıcıdır. 
  • Başkalarına yardım etmek de; çaresizlik ve mağduriyet duygusuna meydan okuyacaktır.

Travma sonrası büyüme; yaşanılanları tamamen unutmak, asla hatırlamamak, hiç yaşanmamış gibi hissetmek değildir. Beklentiniz böylesi bir ‘aşma’ olduğunda; kendinizi başarısız hissetmeniz doğaldır. Çünkü travma ‘atlayıp aşabileceğiniz ve arkanıza bakmadan uzaklaşabileceğiniz’ bir deneyim değildir.

Klinik Psikolog Meryem Zeynep Özdemir

Kaynakça

İnci, F. ve Boztepe, H. (2013). Travma sonrası büyüme: öldürmeyen acı güçlendirir mi? Psikiyatri Hemşireliği
Dergisi, 4(2):80-4.

Duman N. (2019). Travma sonrası büyüme ve gelişim. IJAR. 4(7),178-184